Beğen 1

Atmosphere - Became Türkçe Çeviri

[Verse 1]-[Verse 1]
It’s no surprise I overslept
Çok uyumuş olmam şaşırtıcı değil
Put my boots on and climbed out my tent
botlarımı giydim ve çadırımdan çıktım
I didn’t see you, assumed you were sleeping
Seni göremedim, uyuyor olduğunu düşündüm
Immediately start a fire cause it’s freezing
ve hemen ateşi yaktım çünkü hava buz gibi
I can’t believe we went camping in the cold
Bu soğukta kampa çıktığımıza inanamıyorum
I’m in the wilderness standing in some snow
Karların yanında dikilmenin verdiği bi boşluk var üzerimde
A late start, but we can still catch up
Biraz geç bi başlangıç oldu, ama hâlâ birbirimize yetişebiliriz
You need to wake up, we should eat and then pack up
Uyanman gerekiyor, yemek yiyip toparlanmalıyız

 

[Verse 2]-[Verse 2]
That’s when I noticed your foot prints
İşte tam o anda fark ettim ayak izlerini,
The snow’s fresh and those have been put since
Kar taze, ve ayak izlerin şeyden beri burda olmalı…
What, you’re already up making the rounds?
…neyden beri? Çoktan uyandın ve kamp için gerekenleri mi yapıyorsun?
So where you at now, you laid back down?
Şimdi nerdesin peki, çadırına dönüp tekrar mı yattın?
The breeze came and it stalled out the flame
Tam senin çadırına gelip adını seslendiğim anda,
While I went to your tent and called out your name
birden rüzgar başladı ve söndürdü ateşi
You didn’t answer, so I opened up the flap
Cevap vermedin, ben de çadırın eteğini açtım,
It’s just an empty sleeping bag and your backpack
ve tek bulduğum boş bir uyku tulumu ile sırt çantan oldu

 

[Verse 3]-[Verse 3]
I’m looking at your tracks and You took a couple laps
Bıraktığın izleri takip ederken ve görüyorum ki;
Around the campground and hoofed down the path
kamp etrafında bi kaç tur atarak, bir hayvanınki gibi iz bırakmışsın
I figure you’ll return, no concern
Geri döneceğini düşünüyor ve endişelenmiyorum
I’mma hold put and try to make this cold wood burn
Bi kaç parça daha atıp bu soğuk odunu yakmaya çalışıcam
The wind is blowing strong, minutes rolling on
Rüzgar oldukça sert esiyor, dakikalar geçip gidiyor
It’s going on at least a half an hour you’ve been gone
En az yarım saat oldu sen gideli

 

[Verse 4]-[Verse 4]
It ain’t right, start the paranoia
Ters bir şeyler var, paranoya başlıyor
I left the camp site to go and search for ya
Seni bulmak üzere kamp yerini terk ettim
I read the trail your feet made
Ayak izlerinden çıkarım yapıyorum,
Each step was deliberately placed
her adımın kasten yerleştirilmiş sanki
It looks like you know where it leads
Sanki yolun sonunun nereye çıktığını biliyormuşsun gibi,
But I see nothing but leafless frozen trees
bense yaprağı olmayan donmuş ağaçlardan başka bir şey göremiyorum
About a quarter mile into the course
İzleri yaklaşık yarım kilometre takip ediyorum ve,
Another set of tracks appeared next to yours
seninkilerin hemen yanında birkaç ayak izi daha beliriyor
From the north it came out of the thick woods
Kuzeydeki kalın ağaçların ordan geliyor bu izler,
And those footprints belong to a big wolf
ve bu ayak izleri büyük bir kurda ait

 

[Verse 5]-[Verse 5]
Trying to find service on my cellphone
Yardım çağırmak üzere telefonumu kurcalıyorum,
I felt aight with my knife on my belt, though
bi yandan da kemerimdeki bıçakla her şey yolundaymış gibi hissediyorum
I hope the wolf is intimidated by you
Umarım kurt senden korkmuştur,
I wondered if you even knew what was behind you
ardından gelenin farkında olup olmadığındı merak ettiğim…
Stalking ya, maybe watching ya
seni takip eden, belki de izleyen o şeyin…
Waiting for the opportunity to hop on top of ya
Üzerine atlamak için fırsat kollayan o şeyin…
Salivating’, wanna take ya to the stomach
Seni karnından yakalamak üzere ağzından salyalar akan o şeyin…
In the cartoons you would have turned into a drumstick
Bu bi çizgi film olsaydı sen muhtemelen tavuk buduna dönüşürdün

 

[Verse 6]-[Verse 6]
And it gets about as bad it goes
Ve işler gittikçe daha da kötüleşiyor
Cause I notice there’s a new set of tracks in the snow
Çünkü karın üzerinde başka izler de fark ediyorum
I understood, it doesn’t look good
Anladığım kadarıyla bu iyiye işaret değil
Your fan club doubled, now you’ve got another wolf
Fan kulübündekiler ikiye katlandı, peşinde bir kurt daha var artık
And the odds are in favor of the home team
Ve şans ev sahibi takımın lehine
Why’d you walk off all alone, where you going?
Neden yalnız başına yürüyorsun, nereye gidiyorsun?
It ain’t the right time to complain, but
Söylenmek için doğru zaman değil ama,
It feels like I’m trying to find your remains
senin artıklarını bulmaya çalışıyormuş gibi hissediyorum

 

[Verse 7]-[Verse 7]
Your foot prints grew further apart
Ayak izlerin giderek ayrılıyor birbirinden
I knew what that meant and it was hurting my heart
Bunun anlamını biliyordum ve bu canımı yakıyordu
It means you started to run, so I did the same
Bunun anlamı koşmaya başladığındı, hâliyle ben de koşmaya başladım
Now my breaths looking like a steam engine train
Nefesim tıpkı bir lokomotofin dumanı gibi görünüyor
Suddenly your tracks dip off of the path
Birden ayak izlerin kesiliyor,
And so did theirs, so my knife I grabbed
ve kurtlarınki de öyle, ben de bıçağıma uzanıyorum
Into the forest, expect the worst
ve ormana giriyorum, en kötü ihtimali düşünüyorum
Adrenaline burst disturbed the nerves
Adrenalin patlaması asabımı bozuyor

 

[Verse 8]-[Verse 8]
50 yards into the woods and brush
50 metre kadar ilerde çalılar var,
It got so thick that it looked like dusk
ağaçlar giderek sıklaşıyor ve alacakaranlık hakim etrafa
The air stood serene, sober
Hava dinginleşti sonra
It seemed like a good 15 degrees colder
15 derece daha soğudu sanki ama
And I’ll admit: Hell yeah, I felt fear
Ve inkar etmeyeceğim: Evet tabi, korkuya kapıldım
The sound of my heart beat was all I could hear
Duyabildiğim tek şey kalp atışlarımın sesiydi
Looking at the snow it was plain and clear
Kara bakıyordum ve kar, pür ve temizdi
There was a third set of wolf prints where yours disappeared
Senin izlerinin bittiği yerde üçüncü bir kurdun ayak izleri başlıyordu*

 

[Verse 9]-[Verse 9]
I can’t process, I don’t follow
Bunu izah edemem, bunu açıklayamam
It would be easier to believe that you were swallowed
Seni yuttuklarına inanmak çok daha kolay olurdu
With no sign of death, no sign of struggle
Ne öldüğüne dair bir işaret, ne de boğuşma izi…
No signs of blood, no signs of trouble
Ne kan, ne de belaya dair bir işaret…
And the wolves never stopped
Ve kurtlar hiç durmadı
The tracks kept going and I took off
İzler devam ediyordu, bense geri döndüm
So I don’t know how your story ends
Bu yüzden hikayenin sonunu bilmiyorum ama,
But I know I’ll never go into those woods again
bir daha asla o ormana girmeyeceğimi biliyorum

 

[Chorus]-[Nakarat]
It’s not that tragic, it’s not a shame
O kadar da trajik değil, bu utanılacak bi şey değil
You’re not the hunted, you’re not the aim
Av sen değilsin, hedef sen değilsin
You just another dog with hunger pains
Açlıktan acı çeken köpeklerden birisin sadece,
I was so afraid that you’d become the game
Bu av oyununun ta kendisi olmandan çok korkuyordum

 

I forgot to worry about what you became
Dönüştüğün şeyden endişelenmeyi tamamen unuttum,
You’re not the hunted, you’re not the aim
Av sen değilsin, hedef sen değilsin
You just another dog with hunger pains
Açlıktan acı çeken köpeklerden birisin sadece,
I was so afraid that you’d become the game90
Bu av oyununun ta kendisi olmandan çok korkuyordum

 

I forgot to worry about what you became
Dönüştüğün şeyden endişelenmeyi tamamen unuttum…

 

*Notlar:

Şarkı, Slug’ın deyişiyle “yanlış yolu tercih etmiş bir dostu” hakkında. Bu yanlış yol uyuşturucu bağımlılığı olabilir mesela. Şarkıdaki kurt metaforu da, uyuşturucunun ta kendisidir bu durumda.

Şarkıda yıldızladığım tek bir yer var, gerisi yukarıdaki açıklamaya göre tamamen hayal gücünüze kalmış. Hikaye alıp götürüyor zaten.

Yıldızlı yerde, Slug’ın arkadaşının ayak izleri açıklanamaz bir şekilde kayboluyor. Fakat ortada ne kurtların onu yediklerine dair bir işaret var, ne kan, ne boğuşma izi… Hiçbir şey yok. Ve tam arkadaşının izlerinin bittiği yerde, üçüncü bir kurdun ayak izleri başlıyor. Bu üçüncü kurt, Slug’ın kötü yola sapan arkadaşının ta kendisi. Kendini tamamen bu kötü alışkanlığına teslim ediyor, metaforik olarak da kurda dönüşüyor işte.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz